Herkesin insan tanımı, haliyle insanda gördüğü farklıdır. Ben terapi koltuğunda nasıl bir insan görüyorum biraz bahsetmek isterim. Benim için insan, terapi koltuğunda da, sosyal bir ortamda da her şeyden önce tanınması ve keşfedilmesi gereken koca bir âlem. Öngörülemez, indirgenemez, her daim şaşırtan, sayısız zenginlik ve ihtimallerle dolu sonsuz genişlikte ve potansiyelde çok boyutlu bir âlem.
—Kapı açılır, genelde biraz tedirgin ve tereddütlü haliyle koltuğa oturur. Ortamı süzer, beni süzer. Biraz sonra paylaşılacaklardan habersiz sıradan bir iki diyalog döner. Sonra gözlerden gözlere, kalpten kalbe, iki varlık arasında bildiğim bilmediğim çok fazla paylaşım olur.—
Geçen gün yeni tanıştığım biri mesleğimi öğrenince “Çok zor değil mi? Devamlı dert dinliyorsun” dedi. Bir an düşündüm hep dert mi dinliyorum dedim kendi kendime, bana öyle gelmemişti. Ben o odada ne duyuyorum, ne görüyorum diye tefekkür etmeye başladım. Çeşitli hikayeler dinliyorum, yaşadığı bütün zorluklara rağmen vazgeçmeyen, değişim arayan, bazen korkan bazen ise cesaretle yüzleşenler görüyorum. Dert dinliyorum tabi ama o dertlere rağmen hayatını devam ettirmeye çalışan, kendisini tanımak isteyen muhteşem insan potansiyellerine şahit oluyorum. Sancılar duyuyorum yeni doğumlar için, kendi için, çevresi için dertli insanlar dinliyorum. Şikayetler, sıkıntılar, kavgalı ve kızgın haller duyuyorum ama karşımda tüm bunların ötesinde olan bir insan buluyorum. Evet bunlar senin ya da hayatının bir yönü ama sen bundan ibaret değilsin.
“Her şeyden önce hiç bir zaman edebini, saygını yitirme, kibre kapılma çünkü karşına Hz. İnsanlar gelecek. Onların Cânıyla muhattap olmaya çalış, insanın özü güzeldir sen de onlara menfi her şeyin, gölgelerin ötesindeki en güzel potansiyellerini görecek şekilde bak demişti hocam.” Sen gör ve yansıt ki o da görsün demişti. Yaşadığı olumsuz şeylerden ibaret değil karşımdaki, onun ötesinde bir emanetin emanetçisi. Benim odamdaki manzaram bazen bulutlu, bazen güneşli, fırtınalı, şimşekli, gökkuşaklı, yağmurlu… ama o her haliyle eşsiz bir âlem manzarası. Çünkü perdeler aslını gizleyemez.
Terapi koltuğunda insana böyle bakmaya ve görmeye çalışıyorum. Nesne konumunda mağdur durumunda değil, özne konumunda irade sahibi ve özgür insanı arıyorum. Onun her halinin zenginliğini onunla tanımaya çalışıyorum. Hayatının en özellerini paylaşan insanın hikayesini dinleme ve şahit olmanın heyecanını daha baskın hissediyorum. Yaşadığı tüm hallerde ona eşlik edebilmek, onu kabul etmek, bunun için de her daim gelip geçen havanın arkasındaki manzarayı görmek gerekiyor.